''Çocuğum ders çalışmak istemiyor''

shape image

''Çocuğum ders çalışmak istemiyor''




 Günümüzde öğrencilerin ders çalışma problemi giderek gerek eğitimcilerin gerek ebeveynlerin en çok şikayet ettikleri konulardan biri halini aldı. Eğitimciler verilen programların uygulanmamasından yakınırken ebeveynler de çocuklarının gelecekleri konusunda oldukça endişeli. Bu endişe hali ebeveynlerin çocuklarıyla kurduğu iletişime de yansıyor elbette. Öğrenciler düzenli ders çalışma davranışını edinmedikçe tv, tablet ve bilgisayar başında geçirdikleri zaman arttıkça anne baba çocuk iletişim üçgeninde öfkeli ve gergin bir hal hakim olmaya devam ediyor.


Peki düzenli ders çalışma alışkanlığı edinmek çocuklar için neden bu kadar zor? Neden vakitlerini derslerine çalışmak yerine tablet, bilgisayar ve tv başında geçirmeyi tercih ediyorlar?


Bu sorulara cevap verebilmek için öncelikle bu sorunun sanıldığının aksine basit olmadığını kabul etmek gerekiyor. Bununla birlikte bunu sadece bizim çocuğumuz yaşamıyor, ders çalışmak bizim kendi öğrencilik yaşantımızdan deneyimlediğimiz gibi zevk alarak yapılan bir şey değil. Çünkü beynimiz buna programlı değil. Zevk aldığımız işleri yaparken beynimizde dopamin miktarı artar. Bu da kişiye keyif verir. Dolayısıyla insanlar beyinlerinde dopamin salgısına neden olan şeyleri yapma eğilimindedirler. Ders çalışmak öğrenciler için uzun süreli efor harcayıp, ödülünü çok sonra bir sınavı kazanarak veya bir meslek sahibi olarak alabilecekleri bir eylem. Fakat beyin kısa vadede elde edebileceği hazların peşinde koşmaya eğilimli. Bir çocuğun ders çalışabilmesi için şimdiki hazdan vazgeçip, uzun vadede sıkılmayı göze alması gerekiyor. Beynimizin hazzı kontrol eden bölgesi yirmili yaş dolaylarında olgunlaşan bir bölüm. Dolayısıyla biz bunu yani hazzı ertelemeyi yirmili yaş dolaylarında sağlıklı bir şekilde yürütebiliyor oluruz. Yani çocuğumuzun ders çalışmak yerine, ona keyif verecek aktivitelere yönelmesi onun suçu olmaktan ziyade beyninin bir seçimidir.


Bu noktada yapılabilecek bazı şeyler elbet mümkün. Öncelikle düzenli ders çalışma davranışına çocuklarımızı ne kadar erken alıştırabilirsek çocuğumuzun bu davranışı edinmesine o derece yardımcı olmuş oluyoruz. İlkokul çağlarından itibaren çocukların bir masa, sandalye ve burada bir miktar oturma davranışı ile tanıştırılması gerekiyor. Burada dikkat edilecek hususlardan biri masanın ve sandalyenin çocuğun fiziksel özelliklerine uygun olmasıdır. Burada aileler çocuklarıyla gerek el becerilerini gerek zihinsel becerilerini geliştirecek bir takım faaliyetlerde bulunabilirler. Önemli olan çocuğun masa başında günde 10 -15 dakika vakit geçirmesidir. Yaş arttıkça dikkat süresi de artacağından masa başında geçirilen zaman yaşa bağlı olarak artırılmalıdır.


Bazı çocuklarda düzenli olarak ders çalışma davranışına karşı psikolojik bir direnç söz konusudur. Ailelerin burada uygulayacağı bazı taktikler sürecin sağlıklı bir biçimde aşılmasında onlara yardımcı olabilir. Bunlardan ilki, çocuğunuza günde ne kadar ders çalışabileceğini sorun. Çocuğumuz bize farzı misal bir saat çalışabileceğini söylemiş olsun. Ondan söylediği bu sürenin yarısı kadar ders çalışmasını istediğinizi söyleyin ve açıklayın. ‘’ Sen bana bir saat dedin fakat ben senden yarım saat ders çalışmanı istiyorum ‘’deyin ve çocuğunuzun olayın mantığını fark edebilmesi için devam edin, ‘’ Burada önem verdiğimiz şey senin düzenli ders çalışma alışkanlığını kazanman.’’ Rutin oluşturmak bu aşamada çok önemlidir. Bu rutini oluşturmak için çocuğumuzla her gün aynı saatlerde belirlediğimiz sürede ders çalışmasını sağlamamız gerekiyor. Bunun için ona ‘’ Bu düzenle ilgili bazı kurallarımız var. Kurallardan ilki belirlenen sürenin altına düşmemen ve her gün tekrarlaman. Bazen çocuklar belirlenen çalışma süresinin iki üç kat üzerine çıkıp diğer günler çalışmak istemediklerini söyleyip bizlerle pazarlığa oturma çabalarına girişebiliyor. Ailelerin bu konuda rutini sağlamak adına kuralı esnetmemesi lazım. Kural açık ve net olarak her gün yarım saat olarak tanımlanmalı, eğer çocuk bunun üzerinde çalışırsa çabasını takdir etmeli, onu sözel olarak ödüllendirmeliyiz. Fakat nasıl olsa bugün 2 saat çalıştı yarın çalışmasa da olur diye düşünmek çocuğun rutin oluşturma aşamasında bizlere engel olacaktır.


Gözlemlerimden yola çıkarak dikkat edilmesi gereken diğer bir konunun, çocuğun çalışacağı yerin önceden belirlenmesi ve her gün aynı yerde ders çalışmasına özen gösterilmesi olduğunu düşünüyorum. Bazı çocuklar tv başında, halıda veya yatakta uzanarak ders çalışmak istediklerini söyleyebiliyorlar ve aileler bu konuda nasıl olsa çalışıyor nerede çalıştığı çok da önemli değil diye düşünerek bunu görmezden gelme davranışına gidebiliyor. Rutin oluşturma aşamasında ders çalışılacak ortamın aynı olması ve değişmemesi oldukça önemli bir nokta oluşturuyor. Bununla birlikte çocuğumuz bu davranışı gerçekleştirirken hedeflerimizden biri de bu davranıştan fayda elde etmesidir. Televizyonun karşılaşabileceğimiz en büyük dikkat çeldiricilerden birisidir. Aynı şekilde yerde,halının üzerinde ve koltukta belli bir süre boyunca aynı pozisyonda kalındığında eklem ve bel ağrılarının olması, yatakta çalışıldığında da bir süre sonra uykunun gelmesi kaçınılmaz olacaktır.


Bununla birlikte motivasyon oluşturmak da oldukça önemlidir. Çocuklarımızın bir süre sonra farkında olmadan belirlenen sürenin üzerine çıktıklarıyla karşılaşacağız. Bu aşamada onların çabasını ve azmini takdir etmek, sözel olarak ödüllendirmek faydalı olacaktır.


Son olarak hiçbir çocuk vaktinin tamamını ders çalışarak geçiremez ve geçirmemelidir de. Onların başka ihtiyaçlarının da olduğunu aklımızdan çıkarmamız gerekir. Bizim buradaki amacımız çocuğun vaktinin tümünü ders çalışma faaliyetine ayırması değil, vaktini planlamayı ve düzenli ders çalışma alışkanlığını geliştirmesidir. Elbette eğlenmeye, keyifli vakit geçirmeye, sevdiği, hoşlandığı ve ilgi duyduğu faaliyetlerle uğraşmaya herkes gibi onun da hakkı vardır. Özellikle sınav döneminde olan çocukların ebeveynlerinde çok sık karşılaştığım bir söylem var ki paylaşmak istiyorum ‘’ bir sene dişini sıkıversin’’ onlara da belirttiğim gibi o dişi ne kadar fazla sıkarsan o diş o kadar fazla aşınır ve gün gelir çatlar veya kırılır. Önemli olan rutinler oluşturup günü planlamaktır. Mantıklı bir plan ile gün içerisinde birçok şeyi yapmaya bol bol vaktimiz olacaktır…


Yorum Gönder

© Copyright 2019 Uzm. Klinik Psikolog Cansu Ertan - Bireysel terapi,Çift ve Yetişkin terapisi,Çocuk-ergen terapisi

Form WhatsApp

This order requires the WhatsApp application.

Order now